PRP Terapisi
Kök hücre uygulaması ile saç ve saç derisi güçlendirme.
PRP terapisi saç ve saç derisini günlendirmek için kullanılır. Kanınızdan elde edilen plazma (PRP) ince bir iğne ile kafa derisine enjekte edilir ve saç büyümesi doğal olarak uyarılır. PRP, hem erkekler hem de kadınlar için uygundur.
PRP Destekli Saç Ekimi Neler Sağlamaktadır?
Son yıllarda popüler şekilde tercih edilmeye başlanan PRP destekli saç ekimi gelişmiş bir tedavi yöntemi sağlamaktadır. PRP işlemi nakil sırasında uygulanarak, işlem sonrasında yaranın daha hızlı iyileşmesini ve saç büyümesinin hızlandırılmasını sağlar. Aslında uygulama ile ulaşılmaya çalışılan temel hedef; dökülmeye başlayan ve sağlığını kaybeden saç köklerinin yeniden canlandırılmaya çalışılmasıdır.
PRP yöntemi ile saç nakli yapılan kişilerde temel hedefin daha net bir şekilde ortaya çıktığı görülmektedir. Çünkü birçok kişinin PRP yöntemi sayesinde uygulama bölgesine saç tellerinin kalınlaştığı ve güçlendiği görülmüştür. PRP yöntemi saç nakil işlemi sonrasında uygulanır ve iyileşmede çok daha hızlı bir şekilde sonuç oluşturur.
PRP Destekli Saç Ekimi Nasıl Uygulanmaktadır?
PRP, uygulama yapılacak insanın kendi vücudundan alınan kan örneği üzerinden elde edilir. PRP, kan doğal plazma sıvısı olarak bilinen ve olduğundan daha fazla trombosit barındıran bir madde ile sağlanır. Elde edilen bu madde ile PRP destekli saç ekimi gerçekleştirilirken, doku yenilenmesi prensibi elde edilir.
Temel amaç saç kaybının azaltılması ve zayıflayan saç köklerinin güçlendirilmesi olduğu için PRP desteği sayesinde daha güçlü saçlar elde edilebilmektedir. Bu işlem için sadece 10 cc kan örneği alınması gerekir. Örnek ayrıştırıldıktan sonra elde edilen plazmanın saç dökülme bölgesine enjekte edilmesi gerekmektedir. Saç nakli sonrasında enjeksiyon yaklaşık 30 dakika gibi bir sürü alabilir ve herhangi bir iz ya da yara oluşturmaz.
PRP Destekli Saç Ekimi Belirli Avantajlar Sağlar?
Medeks Hair Center olarak gerçekleştirdiğimiz PRP destekli saç ekimi işlemi avantajlar sağlar. Öncelikle PRP örneği hastanın kendi kanından alındığı için herhangi bir bağışıklık ve yan etki sorunu oluşturmaz. Acısız ve ağrısız bir işlem olmak ile birlikte çalışma sonucunda uzun vadeli bir sonuç elde edilir.
PRP desteği sayesinde canlandırıcı bir yapı elde edilirken, yeni kolajenler meydana getirilir ve derideki yaşamsal fonksiyonlar desteklenir. Kafa bölgesinde deri dolgun bir hale geldiği için özellikle kırışık ve çizgilerin ortadan kaldırılması konusunda da destek sağlanır. Mevsimsel veya genetik olarak saç dökülme şikayeti yaşayan herkeste kadın veya erkek PRP uygulaması yapılabilir.
PRP Terapisi
PRP terapisi, son dönemde en çok karşımıza çıkan saç çıkartma yöntemlerinden birisi olarak dikkat çekmekte. Diğer tekniklere göre daha farklı özellikleri olan bu sistem; sadece erkek tipi saç dökülmesine değil, aynı zamanda kadınların farklı nedenlerden dolayı başlarına gelen seyrelme, incelme gibi sorunlara da çözüm sağlamakta. Bu açıdan bakıldığı zaman işlevsel olduğunu, daha geniş bir kitleye hitap ettiğini söylemek lazım.
PRP Terapisi Kimlerde Kullanılır?
Saç dökülmesi sadece erkeklerin karşılaşmış olduğu bir sorun değildir. Kadınların bir kısmında da görülebilir. Özellikle menopoz dönemlerinde böyle problemler yaşayan kadınların sayısı bir hayli fazladır. Buna ek olarak hormonlardaki değişimler, demir eksikliği yüzünden saç alanı üzerinde kelleşme ortaya çıkar. Erkeklerdeki sorunun nedeni ise yaş, stres, genetik faktörler olarak sıralanabilir. PRP terapisi, böyle durumlarda firmamızca uygulanabilmektedir.
PRP Terapisi Nasıl Uygulanır?
PRP terapisi birden fazla aşamadan oluşur ve bunları şöyle sıralayabiliriz;
İlk olarak kan testi yapılır. Bir sorun olmadığı anlaşıldığı zaman yaklaşık 10 cc'lik bir kan hastadan alınır.
Daha sonra bu özel olarak tasarlanmış olan makinenin içine yerleştirilir.
Burada santrifüj denilen bir süreç vardır.
Yani plazma ile kırmızı olan bölümlerin birbirinden ayrılması sağlanır.
Kan içerisinde yer alan trombosit, akyuvar gibi maddelerin, özellikle büyütme etkisine sahip olduğu bilindiğinden, bu özellikleri kullanılır.
Daha sonra ilgili sıvı, özel bir şekilde tasarlanmış olan mikro iğneler üzerinden, saç bulunmayan alana enjekte edilmektedir.
Bu işlemin mantığı son derece açıktır. Buradaki temel amaç, insanın kendi kanında yer alan bazı maddeleri kullanarak, saçsız olan alan içerisinde büyüme sağlamaktır. Dışarıdan katılmış herhangi bir kimyasal söz konusu değildir.
Böylelikle hem dokular hem de hücreler yenilenmiş olur.
Mevcut işlem 30 dakika civarındadır. Bu açıdan bakıldığı zaman klasik saç ekimi sistemlerine göre daha kısadır.
PRP Terapisi Ne Zaman Sonuç Vermeye Başlar
PRP terapisi ile dökülme sorununu çözmek isteyen kişilerin sabırlı olması gerekmektedir. Çünkü mevcut yöntem hemen bir sonuç vermediğinden, biraz beklemek şarttır. Örneğin tek bir seansta problemin ortadan kalkması mümkün değildir. Etkileri genellikle geçtir. Ancak sahip olduğumuz deneyimler üzerinden konuşacak olursak, 3.seanstan itibaren sonuç alınabilir. Fakat bu terapinin düzenli bir şekilde gerçekleştirilmesi şarttır. Belli periyot ve seanslar belirlenmeli, ona göre hareket edilmelidir. Sonuçların yavaş yavaş ortaya çıkması bir sorun olarak görülmemeli. Neticede problemin çözümü çerçevesinde oldukça popüler bir yöntem olarak tanımlanabilir.
PRP Terapisi Kalıcı Mı?
PRP terapisi ne kadar süre etkili konusu büyük bir öneme sahip. Bu yöntem sayesinde saçların gürleşmesi, yenilerinin çıkması, seyrekliğin azaltılması gibi sonuçlar alınabilir. Ancak bunun bir ömrünün olduğunu söylemek gerekiyor. O da yaklaşık olarak 1 sene civarındadır. Eğer iyi bir bakım yapılırsa bu süre 18 aya kadar çıkabilmektedir. Bundan dolayı en azından senede 1 kere bu hizmeti almak mantıklı olacaktır.
PRP Terapisi Zararlı mı?
PRP terapisi zararlı değildir ve yan etkileri de yoktur. Bir şırınga yardımıyla uygulanır. İlgili bölge üzerinde iz bırakmaz. Seans sonrasında çok kısa süre içerisinde işinize devam edebilirsiniz. Hatta tansiyon ve şeker hastalıklarına sahip olan kişiler bile bu hizmeti alabilirler.
Kan Vermek Sorun Oluşturur mu?
Bu terapinin temeli hastanın vereceği kana dayanmaktadır. Bunun herhangi bir sorun teşkil etmediğini de hemen belirtmek gerekiyor. Çünkü verilen kan, kendisini çok kısa bir süre içerisinde yeniler. Yani kansızlık gibi bir problemle karşı karşıya kalmazsınız.
